TBMM’de 23 Nisan Oturumu… Musavat Dervişoğlu: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Anayasal Çerçevesi, Tek Adam Rejimi İle Birlikte…
İYİ Parti Küme Başkan Yardımcısı Musavat Dervişoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 103’üncü yıl dönümü nedeniyle özel gündemle toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, “İrade ve yönetim nerede olursa olsun. Türkiye’nin geleceği bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış, kişinin aklına, isteklerine ve arzularına bağlı, kendi haline bırakıldığı bu canavarca tek adam rejimi bu ülkede asla yaşayamaz. Tek adam rejimi ile birlikte onun anayasal çerçevesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 147 yıllık parlamenter demokrasi gelenek ve uygulamaları çiğnendiği ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıkılmaya mahkum ve değişmesi gereken bir sistemdir. örgütünün kurucu unsurları askıya alınmış, kurumları boşaltılmış, devlet bürokrasisi bir siyasi partinin aygıtı ve uzantısı haline getirilmiştir.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 103’üncü yılı nedeniyle özel gündemle toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda konuştu.
Dervişoğlu’nun konuşması şöyle:
“MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü VE TÜM SİLAH VE SAVAŞ DOSTLARINI RAHMET, MİNNETTAR VE ŞÜKRANLA ANIYORUM”
Bugün bu TBMM, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün önderliğinde “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” düsturuyla milli mücadeleyi başlatmış ve bu dünyadaki tek gazi unvanı olan TBMM olma şerefini taşımaktadır. . Bu vesileyle, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah ve mücadele yoldaşlarını bir kez daha rahmet, minnet ve minnetle anıyorum.
“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİN BİR KİŞİNİN İKİ DUDAĞININ ORTASINA SATIŞLANDIĞI, TÜM YÖNETİMİN VE YÖNETİMİN BİR KİŞİNİN AKLINA, DİLEKLERİNE VE YARDIMLARINA BIRAKILDIĞI BU CANAVAR TEK ADAM REJİMİ” BU ÜLKEDE HİÇ BİR ZAMAN VAR OLMADI.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN TEMEL UNSURLARI ASKIYA ALINMIŞ, KURUMLARI BOŞALTILMIŞ, DEVLET BÜROKRASİSİ BİR SİYASİ PARTİNİN APARATI VE UZATISI OLMUŞTUR”
Tek adam rejimi ile birlikte anayasal çerçevesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de değişmeye mahkum ve mecburdur. Çünkü bu sistemle 147 yıllık parlamenter demokrasi gelenek ve uygulamaları ihlal edilmiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri askıya alınmış, kurumları boşaltılmış, devlet bürokrasisi bir siyasi partinin aygıtı ve uzantısı haline getirilmiştir.
“BU MUHTEŞEM SİSTEMLE BİRLİKTE CUMHURBAŞKANI, KARAR İLE YASAMA YETKİSİNE ORTAK OLUP, YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE ÖNEMİ SONA ERMİŞTİR”
Bu canavarca sistemle TBMM’nin yetkileri sınırlandırılmış, istikrar ve denetim mekanizmaları ortadan kaldırılmış, denetimsiz bir yürütme organı, yani hükümet oluşturulmuştur. Bu canavarca sistemle cumhurbaşkanı, kanun hükmünde kararnamelerle Meclisin yasama yetkisine fiilen ortak olmuş, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı son bulmuştur.
“TEK KİŞİYE PARLAMENTOYU FESH YETKİSİ VERİLDİ, GELECEĞİN MİLLETİN VE DEVLETİN İNSANININ KARARLARI VE DUDAKLARININ ARASINDA KALACAK SÖZLER HAKİMİYETE BIRAKILDI”
Parti başkanı, yekpare bir şekilde devleti ve milleti temsil etmek yerine, kesin olarak bir siyasi görüşün temsilcisi konumuna gelmiş, ayrıştırma ve kutuplaştırma siyaseti tüm Türkiye’yi kuşatmıştır. Meclis’i feshetme yetkisi tek bir kişiye verilmiş, milletin ve devletin geleceği bir kişinin kararlarına ve iki dudaktan çıkacak sözlerin hakimiyetine bırakılmıştır.
“KAMU GÖREVLERİNİ BELİRLİ BİR SÜRE İÇİN MİLLET TARAFINDAN İFADE EDEN SİYASİLER VE GÖRSEL OLARAK DEVLET YANLIŞ HAYATLARINA İLHAM VERDİLER”
Her bütçe döneminde söyledim, bugün de söylüyorum: TBMM’nin bütçe hakkı ve yetkisi fiilen gasp edilmiştir. Bu canavarca sistemle hükümet ve devlet kavramları arasında bilinçli bir kavram kargaşası yaratılmış ve milletin kamusal bir misyonunu makul sürede ve orantılı olarak yerine getiren siyasetçiler, milletin başına gelenleri üstlenme hezeyanına kapılmıştır. durum.
“SADAKAT VE İTAAT DEĞİL, YETENEK VE YETERLİLİKTE ESAS OLMAYAN TÜRKİYE HAYALİ 15 MAYIS ŞAFAKTA GERÇEKLEŞECEKTİR”
103 yıllık tarihinde bu Gazi Meclisi dört anayasa gördü. Birçok darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı ve birçok zorluktan kurtuldu. Askeri ya da sivil Meclisin iradesini vesayet altına almak isteyen kişiler, gruplar ve gruplar her zaman olmuştur, ancak er geç hüsrana uğramıştır. Türk demokrasisi ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkilerini hedef alanlar hep bir yenilginin temsilcileri olarak tarihe geçtiler. Tek adam rejiminin sonu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin başlangıcı olacaktır. Üstlerin iktidarının sonu, hukukun üstünlüğünün başlangıcıdır… Artık sadakat ve itaatin değil, yetenek ve liyakatin temel alındığı Türkiye vizyonu, 15 Mayıs şafağında gerçekleşecektir. İYİ Parti’nin 25 Ekim 2017’de koyduğu hedefler ve sonrasında yürüttüğü cesur siyasi mücadele.
“PARLAMENTO UZLAŞMA, İŞBİRLİĞİ VE ORTAK AKIL İLE YÜRÜTÜLECEK YASAL ÇALIŞMALARLA YİNE TÜRKİYE’NİN EN DEĞERLİ SİYASET KURUMU OLACAKTIR”
Türkiye, Millet İttifakı’nın gücüyle tarih yazacaktır. TBMM, yeni dönemle birlikte uzlaşı, işbirliği ve sağduyu ile yürüteceği yasama faaliyetleriyle Türkiye’de yeniden siyasetin en önemli kurumu haline gelecektir.
“DEMOKRASİDEN UMUTLADIĞIMIZ TÜM ÇÖZÜMLER BAŞKA YERDE DEĞİL, TBMM ÇATISI ALTINDA ÜRETTİĞİMİZ DEĞERLENDİRMELERLE MÜMKÜNDÜR”
Devlet yönetiminde ulusal egemenliğin tesisi ancak demokrasinin kazanımı olan ortak karar sistemleri ile mümkündür. Demokrasi için umduğumuz tüm çareler, başka yerde değil, burada TBMM çatısı altında ürettiğimiz analizlerle mümkün.
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin ülkemize ve milletimize, bedelini ödeyerek kurduğumuz Cumhuriyetimize ve demokrasimize hayırlar getirmesi temennisiyle 27. Dönem TBMM’de görev yapan milletvekillerimize teşekkür ederiz. ki asla vazgeçmeyeceğiz. saygıyla selamlıyorum.”